Türk Milletine millet olmasını öğreten, çağdaş değerlerle donatan, manevi değerlerin maveviyatını bizlere kavratan ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK' ümüzü birkez daha yaşıyoruz. 24 Kasım Öğretmenler
Günü
23/11/2011
24 Kasım Öğretmenler
Günü
Değerli Öğretmenlerim;
"En mühim işlerimiz şüphesiz eğitim işleridir" diyen büyük önder
Mustafa Kemal ATATÜRK tam bir eğitim gönüllüsüydü. Eğitimi en önemli mesele
olarak benimsemişti. Bundan dolayıdır ki TBMM eğitime verdiği emeklerinden
dolayı Mustafa Kemal ATATÜRK' "Başöğretmen" ilan etmiştir. O' da bu
günü "24 Kasım Öğretmenler Günü" olmasını uygun görmüştü. Bir
öğretmen olarak Onunla aynı fikri paylaşmak kendime duyduğum saygının temelini
oluşturuyor. Büyük önderi minnet ve rahmetle anıyoruz.
Değerli
öğretmen arkadaşlar, eğitim-öğretim deyince aklımıza ilk önce öğretmen,
öğretmen deyince de "sorumluluklarımız" geliyor. Diğer mesleklerle
kıyaslandığında sorumluluklarımız o kadar geniş ki saymakla bitmez.
Evvela bizi yaratan Rabbimize karşı sorumluyuz zira O kullarını pür-ü pak ister
ve bunun için en seçkin yaratığına yani insana doğru davranışları öğretmemizi
bekler. Öğretmenliğin "kutsal meslek" olması da buradan gelir.
Dünyaya karşı sorumluyuz çünkü "yaşanılacak bir dünya" onu kullanan
insanların eğitimi ile doğru orantılı.
Devlete karşı sorumluyuz çünkü devlet bizden "eğitimli, donanımlı,
bilinçli ve kısaca sorunsuz vatandaşlar" yetiştirmemizi bekler,
Velilere karşı sorumluyuz çünkü velilerimiz bizden "itaatkar"
evlatlar yetiştirmemizi bekler,
Çocuklarımıza karşı sorumluyuz çünkü çocuklarımız bizden, çok haklı olarak,
doğru bilgiler edinmek, hayat ile mücadele etme yöntemlerini öğrenmek ister,
Kendimize karşı sorumluyuz çünkü saygı görmek isteriz.
Değerli öğretmen arkadaşlar,
Biz öğretmenler, üzerimize düşen bu sorumluluklardan asla kaçmayız her zaman
görevimizi en iyi şekilde ifa etmek isteriz. Daha derin başarılar edinmek
arzusundayız. Bunun için de bizlere bu sorumlulukları yükleyenlerden bazı
beklentilerimiz oluşmakta. Evvela devletlerden; eğitim harcamalarını
silahlanmaya ayrılan harcamalarından fazla olmasını bekliyoruz, ellerinden
tuttukları siyasi ve ekonomik güçlerle, temel davranış kurallarını hiçe sayan
görsel medya unsurlarını denetlemelerini bekliyoruz. Yıllarca oluşturduğumuz
değerleri, bilgileri bir "dizi film" ile heba olmasını istemiyoruz.
Velilerimizden de beklentilerimiz var. Onlardan daha "sabırlı"
olmalarını, kendileri T.V başlarında akşam muhabbetlerini yaparken
çocuklarından kitap okumalarını, ders çalışmalarını beklememelerini, birlikte
okumalarını, eğitim-öğretimin içine daha fazla girmelerini bekliyoruz.
Ve tabi ki çocuklarımızdan, gençlerimizden beklentilerimiz; kendilerine
verilmeye çalışılan eğitimin önemini kavramalarını, dünyayı daha derin
algılamalarını, geleceğe çok iyi hazırlanmalarını ve kısacası kendilerini
"çok iyi yönetmelerini" bekliyoruz.
Değerli öğretmen arkadaşlar, Sanayi Devrimi yalnızca üretimin artmasında bir
devrim olmadı, aynı zamanda insanların karşılaştıkları sorunların artasın da
bir devrim oldu. Sorunlar artık daha karmaşık, daha içinden çıkılmaz hale
geldi. Medya artık daha sınır tanımaz, devletler daha zalim, daha sömürgeci. Ve
insan daha yalnız daha sahipsiz. Tüm bu karmaşık ilişkilerin sıkıntısını
toplumların en zayıf halkaları yani çocuklar çekiyor. Her gün ayrı sorun ayrı
dram çocuklarımızın hayatlarını mahvediyor. Doğal olarak her dramı bizde
yaşıyoruz tam anlamıyla. Ulaşabildiğimiz çocuklarımızın yüzlerindeki tebessüm
bizim tek ödülümüz oluyor.
Sevdalıyız biz pür-ü
pak beşer yetiştirmeye,
Sevdalıyız dünya ile barışık toplumlar oluşturmaya,
Nehirler gibi güçlü ve özgür nesiller yetiştirmeye.
Sevdalıyız
biz, en uzaklara dokunmaya,
Gülen gözler görmeye, doğruya yön vermeye,
Sevdalıyız biz, ışık olmak, can vermek için
Hesapsız temellerde can vermeye.
Tekrar
tüm öğretmen arkadaşlarımın "öğretmenler gününü" kutlarım.
Süleyman
ŞEN
|